Diyanet'ten Cuma Hutbesi Açıklaması: Bu Haftanın Konusu Nedir?
Diyanet İşleri Başkanlığı, haftalık Cuma Hutbesi'ni yayımladı. Bu haftanın konusu ise "Gazze: İnsanlığın Onur Sınavı" olarak belirlendi. 25 Temmuz Cuma Hutbesi'nin tam metnini inceleyin.

Cuma'nın gelişiyle birlikte, Cuma hutbesi konusuna ilişkin araştırmalar artış gösteriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, bu haftaki Cuma hutbesinin temasını duyurdu. Cemaat, bu hafta "Gazze: İnsanlığın Onur Sınavı" başlıklı hutbeyi dinleyecek. İşte 25 Temmuz Cuma hutbesinin içeriği...

GAZZE: İNSANLIĞIN ONUR SINAVI
Kıymetli Müslümanlar!
Kuran-ı Kerim'de birçok hikmet dolu kıssalar yer alıyor. Bunlardan birisi de ashâbü’l-uhdûd'dur. Hutbeme başlarken okuduğum ayetlerde, bu zalim topluluğa dair şöyle buyurulmaktadır: “Alev alev yanmakta olan ateş çukurlarını hazırlayan ashâbü’l-uhdûd’a lanet olsun! Allah’a inanıyorlar diye müminlere ağır işkenceler yapmışlardır. Ama Allah her şeyin tanığıdır. Mümin erkeklere ve kadınlara işkence edenlerin, sonra da pişmanlık duymayanların, işte onları yakıcı bir cehennem azabı beklemektedir.”[1]
Değerli Müminler!
Bugünün ashâbü’l-uhdûd’u siyonist zalimlerdir. Vahşi bu caniler; Gazze'de kadın, çocuk, yaşlı demeden insanlık tarihinin en acımasız katliamını gerçekleştirmektedirler. Dünyaya meydan okuyarak kardeşlerimizi bir lokma ekmeğe, bir damla suya muhtaç bırakarak ölüme terketmektedirler. Onları teslim olmaya ya da vatanlarını terk etmeye zorlamaktadırlar. Ancak bilmelidir ki; zalimler planlar kurmuş olsa da, Allah onların tüm planlarını bozar. İşgalciler haritalar çizer, ama hüküm yalnızca Allah’a aittir.
Kıymetli Müslümanlar!
Tarih boyunca müminler birçok kez zulme uğramıştır. Nice peygamber ve onlara inananlar, zalimler tarafından kuşatma altına alınmış ve işkence görmüşlerdir. Şu anda Gazze’de bir avuç mümin, siyonist zalimlerle ve onların destekçisi olan tüm şer odaklarıyla imanla, sabırla ve onurla direnmektedir. Nitekim ayet oldukça nettir: “Birçok az topluluk, Allah’ın izniyle büyük kitlelere galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.”[2] Evet, tarih; Kâbillerin kaybettiği, Hâbillerin kazandığı, Nemrutların kaybettiği, İbrahimlerin kazandığı, Firavunların kaybettiği, Musaların kazandığına şahitlik etmiştir. Bugün de inşallah Gazze'deki kardeşlerimiz kazanacak, zalimler ve onlara destek olanlar mutlaka kaybedeceklerdir.
اِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَد۪يدٌۜ
“Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir.”[3] ayeti gereğince, bu caniler, Âd, Semûd, Lût ve helak olan diğer kavimlerin akıbetine uğrayacaklardır. Allah’ın, meleklerin, insanların ve tüm mahlukatın laneti onların üzerindedir. Rabbimizin vaadi haktır:
قُلْ لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا سَتُغْلَبُونَ وَتُحْشَرُونَ اِلٰى جَهَنَّمَۜ وَبِئْسَ الْمِهَادُ
“Kâfirlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yer!”[4]

Değerli Müminler!
Gazze; bugün sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için bir sınav alanıdır. Gazze, insanlığın onur sınavıdır. Bu nedenle, dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun herkesin bu zulme engel olmak, dünyamızı huzur ve barış yurdu haline getirmek için çaba göstermesi gerekmektedir. Aksi takdirde, dünyada hiç kimse güvende olamayacaktır. Hutbeme başlarken aktardığım hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s), “İnsanlar zalimin zulmünü görüp ona engel olmazlarsa, Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.”[5] buyurmaktadır.
Muhterem Müslümanlar!
Aziz milletimiz, tarih boyunca zulmün karşısında, mazlumun yanında durmayı şeref bilmiştir. Nerede bir mazlum, nerede bir gözyaşı varsa, oraya merhametini ve yardımını ulaştırmıştır, elhamdülillah. Bugün de milletimiz tek yumruk, yekvücut olarak muazzam bir birlik ve beraberlik içerisinde, başta Gazze olmak üzere, yeryüzündeki tüm mazlumların yaralarını sarmak için tüm imkânlarını seferber etmektedir. Dünyada zulüm ve haksızlığın had safhaya çıktığı böyle bir ortamda, bize düşen; Cenâb-ı Hakk’ın,
وَاَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ
“Düşmanlarınıza karşı gücünüz yettiği kadar hazırlık yapın, kuvvet hazırlayın.”[6] ayetini kendimize rehber edinerek, ilim, bilim, teknoloji, maddi ve manevi her alanda daha da güçlenmektir. Birbirimize kenetlenmek, vahdetimizi güçlendirmek ve her türlü tefrikadan uzak durmaktır. Bıkmadan, usanmadan, Rabbimizin,
لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِۜ
“Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.”[7] emrinden yola çıkarak kardeşlerimize desteğimizi ve dualarımızı artırmaktır. Ancak yalnızca dua ve yardım yetmez; zalimin ekonomisini destekleyen ürünleri boykot etmek de imanımız ve insanlığımızın gereğidir. Unutmayalım ki yeryüzündeki onurlu ve vicdan sahibi insanlar sayesinde zalimler mutlaka bozguna uğrayacak, inananlar mutlaka galip gelecektir.

Aziz Müminler!
Bugün en kurak yaz mevsimlerinden birini yaşıyoruz. Lütfen! Ormanlık alanlarda ateş yakmayalım; çöp, cam şişe gibi maddeleri ormanlara ve yol kenarlarına atmayalım. Küçük bir dikkatsizlik, binlerce dönüm ormanı ve birçok canlıyı yok edebilir. Yangınlarla mücadele ederken büyük kahramanlarımız hayatını kaybediyor. Bu vesile ile birkaç gün önce orman yangınlarını söndürmek için canla başla mücadele ederken şehit olan kardeşlerimize Cenâb-ı Hak’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ve aziz milletimize sabır ve baş sağlığı diliyorum. Yüce Rabbim, vatanımızı, milletimizi ve ümmet-i Muhammed’i her türlü bela ve musibetten korusun.
[1] Burûc, 85/4-9.
[2] Bakara, 2/249.
[3] Burûc, 85/12
[4] Âl-i İmrân, 3/12.
[5] Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 5.
[6] Enfâl, 8/60.
[7] Zümer, 39/53.